İslamiyet’teki Dört Büyük Melek

Meleklere Genel Bakış

Yazıya Dört Büyük Meleklerin isimlerini ve görevlerini yazarak başlamak yerine önce melekler hakkında genel bir bilgi aktarmak daha doğru olacaktır.

İslamiyet’e göre meleklerin bedensel özellikleri yoktur ve nurdan yaratılmışlardır. İnsanlar ve diğer canlılar gibi cüz-i yani sınırlı bir iradeye sahiplerdir. Fakat diğer canlılardan farklı olarak şeytan tarafından musallat olunmadıkları için bu iradelerini kötüye kullanmak gibi bir durumları olmayan, günahsız ve Allah katında sabit olan varlıklardır. Meleklere iman etmek, İslam’da inanç esaslarındandır.

Meleklerin sayıları ve görevleri hakkında net bilgiler yoktur. Fakat konunun başlığı esas alınınca Dört Büyük Melek’in isim ve görevleri bilinmektedir.

1- Cebrail: Vahiy getirir.

2- Mikail: Doğa olaylarını kontrol eder.

3- İsrafil: Kıyamet gününde sûra üfler.

4- Azrail: İnsanların canını alır.

Not: Yazının son kısmında görev ve özelliklerine ayrıntılı değinilecektir.

Meleklerin genel anlamda görevi, Allah’ın emirlerini uygulamaktır. Bilinen diğer bilgiler arasında meleklerin yeme-içme, uyku gibi gereksinimleri yoktur ve cinsiyetleri bulunmamaktadır. Melekler, gözle görülemeyecekleri gibi son derece ruhani varlıklardır. Devamlı Allah’a ibadet eder ve isyan etmezler.

Musevilik, Hristyanlık ve İslamiyet gibi vahye dayanan dinlerde, melekler aracı olarak tanımlanır. ‘’Melekler, güçlerini daha üstün bir kaynaktan alan, dolayısıyla bağımsız olmayan, görevlendirilip yollanan, kendilerini gönderen yüce kudretle gönderildikleri insanlar arasında aracı olan iyi nitelikte ruhani varlıklardır.’’

Ayet ve hadislerden yola çıkarak meleklerin Adem’den önce de var oldukları, Allah’ın yanında bulundukları ve O’nunla konuştukları bilinir.

Tarihsel Süreçte ve Diğer Dinlerde Melekler

Semavi dinlerin yanı sıra neredeyse her uygarlıkta ve dinde meleklere inanılmıştır. Mevzubahis elbette ki birebir aynı tanımlamalar ve inançlar değildir. Kalıp olarak aynı, işlevsellikte ise benzerlik gösteren tanımlar mevcuttur. Örneğin, 3.900 küsur yıl önce kurulan Babil İmparatorluğu’nda hem meleklere hem de cinlere inanılmıştır. Keza Asurlar’da da aynı durum söz konusudur. Tanrılar ve insanlar arasındaki ilişki melekler üzerinden kurulmuştur. Sümerler’e de baktığımızda aynı durumun olduğunu görebiliriz. Melekler her zaman iki ana gruba ayrılmış ve bu şekilde tanımlanmıştır: İyi ve kötü melekler.

Melekler bazen sadece elçi olarak kabul edilirken bazen de tanrısallaştırıldı. Bazı uygarlık ve dinlerde doğa olayları tamamen melekler üzerinden yorumlandı. Yağmur yağdıran melek iyiyken fırtına gönderen melek kötü kabul edildi.

Yahudilik dinine göre melekler yeryüzünden önce, yaratılışın ikinci veya beşinci gününde yaratıldı. Hristyanlık dinine göre de bu durum benzerlik gösterir. İki dinde de iyi ve kötü melek ayrımı yapılmaktadır. İyi melekler tanrının yanında durur ve onun ordusunu meydana getirir. Fazla bilgi sahibi olmadıkları için sadece emirleri uygularlar.

Dört Büyük Melek

Cebrail: En genel ve kısa tanımı şöyledir: Peygamberlere vahiy getirmek, Allah’ın emir ve yasaklarını bildirmekle vazifeli melektir. Cebrail’in Kur’an ve ayetlerde geçen farklı isimleri vardır: Ruh’ul Emin, Ruh’ul Kudüs gibi…

Kendi ismiyle Kur’an-ı Kerim’de üç defa zikredilmiştir. Meleklerin en büyüğü kabul edilir. Cebrail, Hz. Muhammed’e ilk vahyi Nur Dağı’ndayken getirdi: ‘’Rabbinin adıyla, oku!’’ Cebrail’in Hz. Muhammed’e iki defa göründüğü bilinen bilgiler arasındadır.

Anlaşılacağı üzere Cebrail, çok güçlü ve önemli bir melektir. Allah katında da peygamber katında da yeri ayrı olduğu bilinir. Bütün peygamberlere vahyi o getirmiştir. Kur’an-ı Kerim’i vahyettiği gibi Hz. Meryem’e bebeği Hz. İsa’yı da getiren yine Cebrail’dir.

Hadis temelli bazı rivayetlere göre Cebrail, bir sahabenin suretinde Hz. Muhammed’e görünmüş ve ona abdest, namaz, kurban, hac gibi ibadetlerin uygulama şekilleri hakkında bilgi vermiştir.

Mikail: Kur’an’da ismi bir defa geçen, hadislerde rızık ve rahmet meleği olarak bilinir. Evrendeki doğal olaylardan, kıtlık ve bolluktan, refah ve huzurdan sorumlu olan melektir. Cebrail’den sonra Allah katında en önemli ikinci melektir. Hz. Muhammed’e vahiy getiren ikinci melek, Mikail’dir. Hz. Muhammed, rivayetlere göre gece namazına başlayacağı zaman Cebrail ve Mikail’in isimlerini anarmış.

İsrafil: En temel görevi, kıyamet günü sûra üflemektir. Fakat burada belirtilmelidir ki Kur’an’da bu görevin İsrafil’e ait olduğu direkt olarak yazmaz. Ölme-dirilme için iki defa sûra üfleneceği yazar sadece. Bu neticeye sahih hadisler ve tefsirlerden ulaşılmıştır.

Henüz Kur’an-ı Kerim vahyedilmeden önce, Hz. Muhammed’e nübüvvetin ilk yıllarında Cebrail’den önce refakat edip onu bir nevi hazırlayan melektir.

Azrail (Melek’ül-Mevt): Temel görevi insanların canını almaktır. Fakat ‘Azrail’ kelimesi ne Kur’an’da ne de hadislerde geçmemektedir. Bu kelime İbranice’den gelmektedir. Ayetler ve sahih hadislerde ‘Melek’ül-Mevt’ (Ölüm Meleği) olarak geçer. Bu meleğin emrinde ona itaat eden ve görevi taşıyan birçok melek vardır. Geniş bir melek topluluğunun başında duran ve onlardan sorumlu olan meleğe bu isim verilmektedir. Bütün semavi dinlerde de Azrail’in görevi aynı ve sabittir.

Değerlendirme ve Sonuç,

Meleklere genel bir bakış açısıyla yaklaşıp, tarihsel süreçte ve diğer dinlerin nazarında ne olduklarına değindiğim bu yazıda son olarak Dört Büyük Melek hakkındaki bilgilere yer vermeye çalıştım. Buradan çıkarılacak ilk sonuç, meleklerin sadece İslamiyet’te veya semavi dinlerde olmadığıdır. Birçok uygarlık ve inançta melekler kabul edilmiş ve birçok farklı isimde benzer görevler yüklenmiştir. Tüm din ve inançlarda en büyük ortak özellikleri elçi olan melekler bazen iyi bazen de kötü olarak nitelendirilmiştir. Fakat sonuç itibariyle varlıkları kanıtlanamayan fakat her zaman bilinen bu ruhani varlıklar, her dinin temelinde bulunmaktadırlar. Özellikle İslamiyet’te inancın temel esaslarında bulunurlar.

İslamiyet’te ismi ve görevleri bilinen daha birçok melek vardır. Bunların her biri ayrı ayrı değerlendirilebilir fakat haklarında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız için ayrı bir konu olarak  değerlendirilmeleri zordur.

Hasan Yeşilmen
1993 Mardin doğumluyum. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi Bölümünü okudum. Üniversite hayatımı oldukça aktif bir şekilde geçirdim. Çeşitli etkinliklere katılıp öncü olmanın yanı sıra birçok da etkinlik düzenledim. Okul hayatımın sona ermesiyle birlikte iş hayatına atılmış oldum. Özel sektöre Satış ve Pazarlama Departmanı'nda çalıştım. Birgün kendi kitabımı yazmak hayaliyle her zaman okumayı, araştırmayı ve yazmayı kendime ödev bilmekle beraber hobi olarak da yapmaya devam etmekteyim.