Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküşünü Hazırlayan Gerçekler

Osmanlı İmparatorluğu‘nun yıkılması üzerine bugüne kadar ortaya birçok teori atılmıştır. Fakat yalan yanlış bilgilerle beyninizi bulandırmayın. Gelin hep beraber gerçekleri öğrenelim.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Başarısının Sebebi Neydi?

Viyana kapısına 2 kere dayanmış, doğudan batıya fethedilmedik ülke, yıkılmadık beylik bırakmamış bu koca imparatorluğun başarısının mimarisi, sistemiydi.  Öncelikle özel mülkiyete izin vermeyen ve toprakların sadece devlete ait olduğu bir sistem. Hem de tıkır tıkır işleyen bir sistem. Sistemin temeli şuydu; ‘Devlet toprağını tımarlı sipahi karşılığında halka kiralar, halkta onlara hazırda asker bekletirdi. Ve bir emirle binlerce milyonlarca sayısı belli olmayan asker bir emirle toplanır, savaşa hazırlanır ve önüne gelen ne varsa yıkar geçerdi.’.

Koca bir devlet ve sayısı belli olmayan askerler. Kulağa gerçekten hoş geliyor. Tımar sistemi Osmanlı için biçilmiş kaftantı. Çünkü padişah koca imparatorluğa tek başına sahip çıkamazdı. Tımar sistemi sayesinde hem topraklardan verim alınırken hem de tek kuruş ödemeden asker sahibi oluyordu.

Peki Sistem Nasıl Çöktü?

Bir yanda ye – iç – yat ile sefa sürenler, diğer yandan da Ortodoks-Katolik savaşlar. Yani Mezhep Savaşları.. Bu en çok Osmanlı’nın işine geliyordu. Çünkü daha onlar uyanmadan Osmanlı, her yeri fethediyordu. Peki ne değişti?

Mezhep savaşlarının tam ortasında bulunan bölgede, önce Protestanlık kuruldu ve savaşların önü kesildi. Önceki dönemin öncülerinden Emeviler’den gelen bilgiler, kitaplar vb. şeyler ile de bilgi sahibi olmaya en önemlisi de öğrenmeye başladılar. O sırada da Da Vinci ve birkaç düşünürün öncülüğünde Floransa‘da ortaya çıkan Rönesans, Lale Devri‘nde sefa süren Osmanlı’nın sonunu hazırlamaya başladı.

Öğrenmeye ve okumaya başlayan AvrupalılarRönesans‘ın üstüne bir de Reform Hareketlerini başlatınca olanlar oldu.

Rönesans’ın ve reformların etkisi ile bilimde, matematikte ve birçok alanda ilerleme kaydeden Avrupa, tabiri caizse zincirlerini kırdı. Buhar Makinesini endüstriyel bir hale getiren James WattSanayi Devrimi‘nin öncüsü konumuna geldi.

Sanayi Devrimi

Sanayi Devrimi | Belgesel - Oggito

James Watt öncülüğünde İngiltere‘de başlayan Sanayi Devrimi ile birlikte emeğin yerini makineler almaya başladı. Ve Serbest Dış Ticaret önemi arttı. İngiltere, sömürülere başladı. Hammadde fazlası verdi. Ve onlar için ihracat gereksinimi doğdu.

Fakat bir sorun vardı. Dönemin etkin akımı Merkantilizm, ithalatı yasaklıyordu. Adam Smith‘in Mutlak Üstünlükler TeorisiDavid Ricardo‘nun Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi ile birlikte Merkantilizm yerini yavaş yavaş Kapitalizme bırakmaya başladı.

Komşu devletlerin kapısını ticaret için çalmaya başlayan İngiltere, şu cevabı aldı; “Tamam karşılıklı ticaret yapalım. Ama önce bizde Sanayi Devrimine yani makineleşmeye geçişimizi tamamlayalım.”. Bunun üzerine İngiltere uzak devletlere açılma kararı aldı. Bunlardan biri de Osmanlı Devleti oldu. Lale Devrinin etkisinde olan Osmanlı hiç düşünmeden evet cevabını verdi. 1838 yılında Balta Limanı Serbest Dış Ticaret Anlaşması imzalandı ve koca cihan devletinin sonu hazırlanmış oldu.

İlk Dış Borç

Osmanlı Devletinde Dış Borçlar Sorunu - Osmanlı Devleti

Anlaşmanın ardından açık pazar haline gelen devlette, önceden ihraç edilen mallar ithal edilmeye, küçük imalatçılar da kepenk kapatmaya başladı. Buna daha fazla dayanamayan ekonomi, Dış Ticaret Açığı vermeye başladı. 1854 yılına kadar hazine rezervlerini kullandılar fakat sadece 16 yıl yetti. Ardından 1854 tarihinde ilk dış borç alındı. Kırım Savaşı, sonrasında İngiltere’den alınan dış borç ilk adım oldu. Ardından da Batıya bağımlı bir devlet oldu koskoca imparatorluk. Düşen üretimle birlikte borçlar arttı ve ödemede zorluk çekildi. Sonra borcu borçla kapatmaya başladılar. Ve devlet morotoryum* ilan etti. Sonucunda da Düyun-u Umumiye İdaresi kuruldu.

Dış ticaret ile tüccarlar zenginleşti, Anadolu insanı ise daha da fakirleşti. Gördüğünüz üzere, yanlış bir hamle ile koca imparatorluk kendi çöküşünü hazırladı.

*Morotoryum: Borçlunun, ödeme gücünü kaybetmesi sonrası borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir.

Kaynak