Oturmak, yoğun geçen bir günden sonra hoş bir mola olabilir. Ama çoğumuzun tüm gününü bir masanın önünde geçirdiğini ve sonra da TV karşısına kurulduğunu düşününce, sormadan edemiyoruz: Bu kadar oturmaktan vücudumuz nasıl etkileniyor?
Cevap biraz şaşırtıcı: Oturduğunuz anda, kaslarınızdaki elektriksel aktivite ani bir şekilde düşüyor. Ayrıca kalori yakma hızınız da dakikada 1 kaloriye iniyor.
Sadece 3 saat oturduktan sonra bile, atardamarlarınızdaki genleşme kabiliyeti % 50 azalıyor ve bu da kan akışınızı olumsuz etkiliyor.
24 saat kesintisiz oturunca vücudunuzdaki insulin, glukoz kullanabilme yeteneğinin % 40’ını kaybeder. Bu da Tip 2 Diyabet riskini artırır.
Oturma sürenizi biraz daha artırınca başınıza neler geleceğine de bakalım. 2 hafta boyunca günde 6 saatten fazla oturursanız, kötü kolesterol olarak da bilinen LDL kolesterolünün seviyesi artar.
Bu artışa, kilo almanızı kolaylaştıracak olan yağ molekülleri de eşlik eder. Daha da önemlisi, yağları parçalamakla görevli olan enzimlerin görevi aksar.
Bu enzimler, bu süre boyunca aktifliğini yitirdiği için kas hücreleri parçalanmaya başlar. Sonuç olarak, kasılma yeteneği azalan kaslar, kalbe olan kan akışını sekteye uğratır.
Düzenli olarak spor yapsanız bile, hareket etmeyi durdurduğunuz anda, oturma sürenizle orantılı olarak bahsettiğimiz yıpranmalar tekrardan başlar. Korkutucu kısım da bu zaten.
Bir yıl bu kadar oturunca oluşan sonuçlar daha da kötü. Örneğin, çok oturan kadınlar üzerinde yapılan bazı araştırmalara göre, toplam kemik ağırlığı her yıl % 1 oranında azalıyor.
Önemli olan beynim, vücudum sorun değil mi diyorsunuz? Fiziksel aktivite, beyninize hem kan ve oksijen pompalanmasına yardım eder, hem de ruhsal durumunuzu iyileştirecek hormonlar gönderir.
Hareket etmediğimiz zamansa beyin fonksiyonları yavaşlar. Belki de uzun süre oturmanın en şok edici sonucu 10-20 yıl süreyle günde 6 saat oturunca ortaya çıkıyor. Bu kadar süre hareketsiz kalmakla hayatınızın kaliteli 7 yılını kaybetmiş olabilirsiniz.
Kaliteli yıl derken, sağlık sorunları ya da ölüm olmadan geçen yıllardan bahsediyoruz. Çünkü hareketsiz geçen bu yıllar sonunda, kalp hastalıklarından ölme olasılığı % 64, prostat ya da göğüs kanseri olma riskiyse % 30 artıyor.
Eğer tüm insanlık olarak oturma süremiz günde 3 saati geçmeseydi, yaşam süremiz ortalama 2 yıl daha uzun olabilirdi.
Kısacası, vücutlarımız hareketsiz kalmak için dizayn edilmemiş. Yani, işteyken 8 saat oturmak, iş sonrası eve gelip TV izleyenler için de, spor salonuna koşanlar için de aynı şekilde kötü.
Bu kadar oturmanın ölümcül etkileri bile olabilir. Esneme hareketleri ve ofiste çalışırken yarım saat gibi aralıklarla kalkıp 1-2 dakikalık yürüyüşler bütün bu tehlikeden sizi uzak tutmaya yetebilir.
Kaynakça: Kaynak
Bir yorum yazın