Kayaya Kurulmuş Antik Bir Kent : Petra

Petra Antik Kenti: Tarihin Ürdün'deki Gizli Hazinesi • theMagger

Vadi Rum Çölü, Ay Vadisi, bir diğer adıyla Petra Antik kenti, günümüzde Ürdün sınırları içerisinde yer alan eşsiz bir doğa harikası. İlk bakışta içinde bulunduğu vadinin uçsuz bucaksız genişliği, gün ışığına göre renk değiştiren kayaları, göz kamaştıran tarihi yapıları ile nefesinizi kesiyor. Ama bu çöl kenti, MÖ.10.000’li yıllara kadar uzanan tarihiyle, öğrendikçe daha çok merak uyandıran bir gizeme ev sahipliği yapıyor.

Vadinin toprak yapısı , ona yeryüzünde Mars yüzeyine en çok benzeyen bölge ünvanını kazandırmıştır. Bu sebeple özellikle son yıllarda birçok bilim kurgu filmi setini misafir etmiş. Arazide bulunan dik yamaçlı kanyonlar yıllar önce denizin oyarak aşındırdığı kumtaşı ve granit kayalardan oluşuyor. İşte bu kanyonlardan birinde , saklı bir mücevher olarak ifade etmenin abartı olmayacağı Petra Antik Kenti bulunuyor.

Şehrin Müslümanlar ve Yahudiler tarafından inanılan en eski tarihine göre, Yahudiler Firavundan kaçarken Musa peygamber denizi yarmış ve peşinden gelenler ile bu şehire sığınmışlardır. Tevrat’ta bu olay Musa peygamberin peşinden giden Yahudilerin 40 yıl boyunca çölde yaşadıkları şeklinde anlatılıyor. Bu şehrin Petra olduğuna inanılıyor. Şehirde bulunan ve önemli kabul edilen bir mezarın ise Musa peygamberin kardeşi olan Harun peygambere ait olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda Tevrat, İncil ve Kuran’da bolca bahsi geçen ve tanrı tarafından cezalandırılan bir kavim olan Semud halkı ve onların kurduğu imparatorluğun ortadan kayboluş hikayesinin de geçtiği yer olduğu düşünülüyor. Kur’an’a göre Semud kavmi kayaları ve dağları oyup görkemli ve güzel evler inşa eden bir toplumdur. Yine Kur’an’da bahsedilen en eski topluluk olan Ad kavminin torunlarıdır. İçlerinden biri ve Hz. Adem’in 19. kuşak torunu olan Salih peygamber tarafından uyarılmalarının akabinde taşkınlık ederler ve kulakları sağır edip öd patlatan çok güçlü bir ses ile helak olurlar. Geçmişte hatta günümüzde dahi yerel halk bölgede oluşabilecek bu çok güçlü sesten tedirgin olmaktadır.

Petra: Kayaya Kurulmuş Bir Antik Kent | Arkeofili

Milattan önce,  Hz.Nuh’un soyundan geldiği bilinen Nebatiler, Suudi Arabistan çöllerinden çıkmış, geçimini hayvancılık ile sağlayan bir toplumdu. Şehir MÖ.400 yılında Nebatilerin başkenti oldu.  Arkeologlara göre şehrin tarihiyle ilgili önemli ipuçları Büyük İskender döneminde saklıdır. Büyük İskender(M.Ö 356-323) İranlı askerlerini fillerden kurmuş olduğu bir ordu ile Petra üzerine gönderir. Askerler şehri kuşattığı sırada Büyük İskender Hindistan’a sefere çıkmıştır ve orada sıtma hastalığından ölür. Kuşatma kaldırılır. Şehrin kuşatmaya alınması o dönemde büyük bir şehir olduğunu gösteriyor. Yine Petra’ya yakın su yollarının olması ve ticaret yollarına yakınlığı da bunu destekliyor. Şehirde Büyük İskender heykeli halen ayakta bulunmaktadır.

Kent M.S 7. yüzyıldan sonra Romanın oluşturduğu yeni deniz ticaret ağı, şehrin sık sık kuşatılmış olması, geçirdiği depremler üzerine tahrip olması, Nebati kralların anlaşmazlıkları gibi sebeplerle önemini yitirdi. Romalılar bu ticaretten anlayan toplumu yok etmek yerine onlarla çalışmak istediler. Bunun üzerine Nebatiler İskenderiye Medine, Kudüs Roman gibi önemli ticaret yerlerine yerleştirildiler. Şehirde M.S 100’lü yıllarda ise neredeyse yerleşim bitti.

ÜRDÜN VE PETRA ANTİK KENTİ - Raillife Dergisi

Hikaye bizler için bölgenin 1812 yılında İsviçreli kaşif Johann Burckhardt tarafından keşfedilmesi ile başlıyor. Petra’nın kırmızı kumtaşından yapılmış ikonik yapıları, arkeologları oldukça etkilemişti. Barajlar, tiyatrolar su yolları, yer altı tünelleri, tapınaklar, labirentler ve daha fazlası.. Kumtaşının suyu kolaylıkla emen bir taş olmasına karşın şehrin sakinleri su ihtiyaçlarını, kumtaşı katmanların içine farklı materyallerden yaptıkları suyun geçişini sağlayan kanallardan sağlamışlardı. Bentlerde suyu biriktirmişlerdi. Bölgedeki su kıtlığı, su kullanımına akılcı çözümler getirdiklerini bizlere gösteriyor. Milattan önce yaşamış olan bu halk, böyle sıra dışı bir şehri nasıl inşa etmiştir bilinmiyor. Taş ustaları sıra dışı eserler inşa etmişler ve günümüz teknikleri ile incelendiğinde dahi yapımı zor olan taş oyma teknikleri kullandıkları anlaşıldı. Daha sonrasında şehrin tarihi ile ilgili araştırmalar sonucu şehrin bilinen bazı dini değerleri değiştirdiği düşünüldü. Bu da tartışmaları arttırarak şehrin isminin daha çok duyulmasına sebebiyet verdi. Örneğin İslam dininin zuhur ettiği yerin Petra olduğu ve yapılmış eski camilerin kıblelerinin Petra’yı gösterdiği iddia edildi. Şehirde bulunan ve ilk Kabe olduğu iddia edilen yapının esasen Firavunun kızı tarafından yapıldığı biliniyor. Mekke gibi ticaret yolu üzerinde bulunan bir şehir din merkezi olarak da çok güçlü bir konum elde etmişti. 360 tane puta ev sahipliği ediyordu. O dönemde Kabe benzeri yapılar islamiyetten önce de bulunmaktaydı. İnsanlar bu yapıların etrafında tavaf ederlerdi. Ticaret ile uğraşan Nebatiler ise rekabette geri kalmamak ve kentlerinin önemini arttırmak için şehirlerine birden fazla Kabe inşa etmişlerdi.

Kum vadisi, ağlayan şehir, Petra kenti.. Tarihte hem ticari hem dini olarak güçlü bir konum elde etmiş, kentin gücüne güç katmış ve yüzyıllarca süren bir serüvene ev sahipliği yapmış. Bu tarihi zenginlik anlatmakla bitmiyor. Bizlere araştırdıkça yeni bilgiler sunuyor, sundukça merakımızı cezbediyor.

Yazar : Hümeyra Pir

Kaynakça : 

https://www.turna.com/blog/urdun-petra-antik-kenti

https://www.ntv.com.tr/galeri/seyahat/urdunun-gizli-hazinesi-petra-antik-kenti-urdun-gezi-rehberi

https://tr.wikipedia.org/wiki/Salih

https://tr.wikipedia.org/wiki/Petra