Şiirleri ve Galatasaray’lılığı ile tanıdığımız Tevfik Fikret, Türk Edebiyatı için önemli bir isim olduğu kadar, dönemin en önemli aydınlarından biridir.
Türk şiir dünyasının şekil değiştirmesinde önemli etkileri olan Fikret, Türk Edebiyatı’na önemli eserler bırakmıştır.
Tevfik Fikret Kimdir?
26 Aralık 1867 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Tevfik Fikret’in asıl adı Mehmed Tevfik’tir. 12 yaşında annesini kaybeden Fikret, önce Mahmudiye Rüşdiyesi’nde okumuş ve ardından Galatasaray Lisesi‘ni birincilikle tamamlayarak önemli bir başarıya imza atmıştır. Babası ise uzun yıllar sürgün hayatı yaşamıştır.
Tevfik Fikret, Nezareti İstişare Odası’nda katip olarak çalıştıktan sonra Maarif Mektubi Kalemi’ne atanmış ancak yeterli gelir elde edememesi nedeniyle bir süre sonra buradan ayrılarak çeşitli alanlarda memurluk yapmıştır. Ancak kazancının yeterli olmaması nedeniyle buradan ayrılarak çeşitli memurluklarda görev aldı. Fikret bu görevleri sırasında Ticaret Mekteb-i Âlisi’nde hat ve Fransızca dersleri vermiştir.
Tevfik Fikret’in Eşi
1890 yılında henüz 22 yaşındayken kız öğretmen okulu öğrencisi olan kuzeni Nazime Hanım’la evlendi.
Tevfik Fikret Sanat Hayatı
Muallim Naci, Recaizade Mahmut Ekrem gibi dönemin önemli edebiyatçılardan dersler alan Tevfik, ilk şiirini 1883 yılında lise yıllarında yayımlamıştır. İlerleyen yıllarda çeşitli şiir yarışmalarına da katılmıştır.
1894 yılında Ali Ekrem Bolayır ve Hüseyin Kazım Kadri ile birlikte “Malumat” dergisini çıkarmaya başlamıştır. Aynı yıl devlet memurluğundaki maaş kesintileri nedeniyle Galatasaray Lisesi’nde yapmış olduğu görevden ayrılmış ve bir yıl sonra Robert Koleji‘nde Türkçe Öğretmenliği yapmaya başlamıştır.
1896 yılında eski öğretmeni ve aynı zamanda yakın arkadaşı olan Recaizade Mahmut Ekrem aracılığıyla “Servet-i Fünun” dergisinin yazı işleri müdürlüğüne atanmıştır. Dergi onun çalıştığı dönemde Edebiyat-ı Cedide’nin yayın organı kimliği kazanmıştır. Bu oluşumda Halit Ziya Uşaklıgil, İsmail Safa, Mehmet Rauf, Samipaşazade Sezai ve Hüseyin Cahip gibi isimler yer almaktadır.
O dönemde aydınlar üzerinde yaşanan çeşitli baskılar nedeniyle dönem dönem gözaltına alınmıştır. Üzerine atılan “Abdülhamit aleyhinde şiir yazdı” iftirası kanıtlanmamasına rağmen göz altına alınmış ve bu olayların ardından da edebiyattan yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamıştır.
Görüş Ayrılıkları ve Sevdiklerinin Ölümü
Üst üste gelen baskıların olduğu dönemde yazı işleri müdürlüğünden görüş ayrılıkları nedeniyle ayrılmıştır. 1902 yılında kız kardeşi ve 1905 yılında babasını yitirmesiyle içine kapanık biri haline dönüştür. Diğer tüm işlerini bırakarak Robert Koleji’nde ki işine ağırlık vermiştir. üü
Günümüzde Tevfik Fikret Müzesi olarak kullanılan yeri, 1906 yılında Robert Koleji’nde çalışırken ailesine yakın olmak için yaptırmıştır. Bu dönemde önemli eserleri “Sis“, “Sabah Olursa” ve “Bir Lahza-i Taahhur” burada yazmıştır.
Yeni Atılımlar Gerçekleştirdi
1908 yılında Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte o da çekilmiş olduğu inzivadan çıkarak arkadaşlarıyla “Tanın” gazetesini çıkarmış, ilerleyen birkaç ayda da Servet-i Fünuncular ile tekrar çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde İttihat ve Terakkicilerin yanında olsa da kendi beklentilerini karşılamaması üzerine dergiden ayrılmıştır.
Galatasaray Lisesi’ne Dönüş
1909 yılında Abdurrahman Şeref’in de yardımlarıyla Galatasaray Lisesi müdürlüğüne atanmıştır. Fakat yaptığı yenilikler tepkilere neden olmuş, 31 Mart Olayı’na tepki olarak kendisini kapıya zincirle bağlatması da istifayı beraberinde getirmiştir. Öğrencilerin ısrarıyla göreve dönse de bir süre sonra çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle Galatasaray Lisesi’nden ebediyen ayrılmıştır.
Tevfik Fikret Son Yılları ve Ölümü
1923 yılında meclisin kapatılmasının ardından “Doksan Beşe Doğru” şiirini yayınlamıştır. Aynı dönemde İttihat ve Terakki iktidarına da muhalif olmuştur. Modern bir okul açmak ve yeni bir edebiyat dergisi çıkarmak gibi projeleri olsa da “Şeker Hastalığı” nedeniyle bunları gerçekleştirememiştir.
19 Ağustos 1915 tarihinde tedaviyi reddetmesi nedeniyle hastalığı ilerlemiş ve İstanbul’da vefat etmiştir. Naaşı ise Eyüp aile mezarlığındadır.
Tevfik Fikret – Galatasaray İlişkisi
Galatasaray Lisesi’nde müdürlük yapmasının yanı sıra o dönemde Türklerin futbol oynaması yasaklanmıştır. Önce kendinden önceki okul müdür Abdurrahman Şeref bey okulda camların kırılması nedeniyle futbolu yasaklamıştır. Ardından da II. Abdülhamit’in kararıyla futbol yasaklanmıştır. Ancak Ali Sami Yen ve arkadaşları önderliğinde gizlice futbol oynanır. Tevfik Fikret’te onlara gizliden destek verir. Hatta dönemin en büyük sorunu olan yer bulma problemini Tevfik Fikret çözer. Takımın okulda toplantı yapmasına izin verir. Tevfik Fikret’in desteğiyle ayakta kalan takım 1908 yılında İstanbul Ligi’ni kazanan ilk TÜRK takımı olur.
İlk TÜRK şampiyon olan GALATASARAY, bu başarıyı ağabeyleri, müdürleri ve hocaları Tevfik Fikret ile paylaşmış ve hatıra pozu vermiştir.
Tevfik Fikret’in Edebi Kişiliği
Tevfik Fikret, Tanzimat ruhuyla yetişen yeni ve modern zihniyeti Türk Edebiyatına kazandıran bir isimdir. Recaizade Mahmut Ekrem’in hocalığında Servet-i Fünuncular arasında da önemli rol edinmiştir.
1900’lü yıllara kadar Servet-i Fünun akımında yer alsa da 1901 yılı itibariyle yayınladığı eserlerde çeşitli değişimler gözlenmiştir. Yumuşak ve ılımlı dilini bir kenara bırakarak daha sert bir üslup takınmış ve kendi dilinde eserler üretmiştir.
Zengin hayal dünyası ve akıcı diliyle Cumhuriyet kuşağına fikri yönden büyük ölçüde örneklik etmiş bir sanatçıdır.
Tevfik Fikret Eserleri
- Rübab-ı Şikeste (1900-1984)
- Haluk’un Defteri (1911-1984)
- Rübabın Cevabı (1911-1945)
- Şermin (1914-1983)
- Tarih-i Kadim (1905)
- Son Şiirler (1952, Yayına hazırlayan Cevdet Kudret)
Bir yorum yazın