El- Hamra Sarayı, İspanya’nın Endülüs bölgesinde, Granada kentinde yer alır. 780 yıllık İslam hâkimiyetinin Endülüs’teki en önemli sarayı sayılan El- Hamra Sarayı, ilk olarak MS. 889’da Roma döneminden kalan surlar üzerinde küçük bir kale olarak inşa edildi. 13. Yüzyıl ortalarında Gırnata Emiri Muhammed Nasr döneminde bugünkü özgün yapısına kavuştu. (El Hamra’nın yapımı devam ederken Endülüs’ün diğer önemli iki şehri Kurtuba ve Sevilla (1236 ve 1248’de) Hristiyan Kastilyalıların eline geçmiştir ve oradaki Müslüman halk çeşitli işkencelere uğramıştır.)
1333’te Sultan I. Yusuf tarafından kale hükümdarlık sarayına dönüştürüldü. 1492’de bölgenin Hıristiyan hâkimiyetine girmesinin sonucunda, saray içerisinde Rönesans mimarisine ait birkaç bölüm inşa edildi.
Elhamra’nın doğal çevreye uyumlu, girift yapılıdır. Farklı süslemelerle yaşanan mekân ile su, yeşili belli bir ahenk içinde buluşturabilmiştir. Saray içerisindeki tüm oda ve salonlar bir Arapça bir cümle ile çepeçevre sarılmıştır. Bu tılsımlı söz “Allah’tan başka galip yoktur.” Anlamını taşır. Bu bakımdan El Hamra, Allah’ın tek galip olduğunu tüm dünyaya haykıran bir saraydır ve dünyanın hiçbir yerinde Allah adını bu kadar çok zikreden sütun, kemer, kubbe, tavan, kapı ve duvara sahip başka bir saray bulmak mümkün değildir.
Paris’teki Arap Dünyası Enstitüsü eski Başkanı Edgar Pisani sarayın, İslam medeniyetinin insanlığı ulaştırabileceği en yüksek noktalardan biri olduğunu söyledikten sonra El Hamra’yı şöyle anlatır:
“Endülüs İslam sanatını, Müslüman İspanya tarihinden ayrı düşünmek imkânsızdır… El Hamra inşa edilirken hiçbir şey tesadüfe bırakılmamış, her detay itina ile hesaplanmıştır. Kavislerin bölünüşünde, tek ve çift sütunların hoşa geden bir tarzda yerleştirilmelerinde, kapı ve pencere yerlerinin tespitinde bunu anlamak mümkündür. İşte bu sayede harikulâde perspektifler ortaya çıkmış, avlular ile açık salonlar arasında güneş ışığı, suların akışı ve gölgelerin oyunu buluşturularak, dış âlemle inanılmaz bir uyum ve zarafet sağlanmıştır. Bu, sanki el değince kırılıp dökülecek hissi veren yüksek bir zarafettir. El Hamra’yı gerçekten anlamak için, sarayın içindeki pek çok kitabeyi anlayarak okumak gerekir. Kur’an’dan alınan ayetlerin ve İbn-i Zamrak’la diğer Müslüman şairlerin mısralarının kazınmış olduğu bu kitabeler bazı duvarları tamamen kaplamakta, kemerler, kapı çerçeveleri ve sütun tekneleri boyunca uzayıp gitmektedir. Öyle ki, bu yazıları süsleme motiflerinden ayırmak neredeyse imkânsız haldedir.”
Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org/wiki/El_Hamra_Saray%C4%B1
Bir yorum yazın