Maya Uygarlığı : Bilginin, Sanatın, Çöküşün ve Savaşın Gölgesinde Bir Halk

Maya Uygarlığı

Kolomb öncesi Amerika kıtasında Kızılderililer tarafından kurulan uygarlıktır. Maya Uygarlığı tahmin edilenin aksine tek bir devlet değildir. Günümüz Meksika dolaylarında 5 büyük farklı devlet kurmuşlardır. Bu devletlerde yüzlerce lehçe üretilmiş olup günümüzde hâlâ var olan Maya dilinin temelini oluşturmuşlardır.

M.Ö. 600 yıllarında devletleşme süreçleri başlamış, M.S. 3. Yüzyılda altın çağlarını yaşamış ve nihayetinde Amerika kıtasının keşfinden sonra İspanyollar tarafından yıkılmışlardır. Fakat yok olmamışlar ve günümüzde bazı Maya dillerini kullanarak varlıklarını sürdürmektedirler. Son Maya devleti 1901 yılında Meksika tarafından yıkıldı.

Maya Uygarlığı’nın en parlak dönemi ‘Klasik Dönem’ olarak adlandırılır. Parlak denmesinin elbette ki birçok sebebi vardır. Birkaç tanesine değinecek olursak; inşaatta, şehircilikte ve sanattaki gelişmeleri ve katkılarını göstermek mümkündür. Mayalar hakkında çok az bilgiye sahip olan insanlar bile onlara ait piramitleri gördükleri zaman ‘’Aztek-Maya’’ seçeneklerine yönelecektir. Zira onlarla bütünleşen bu nadide yapıların bir kısmı günümüze ulaştı. Keza şehirleşmede de önemli birikimlere sahip olduklarını belirttim. İki tanesinin Dünya Miras Listesi’nde bulunduğu çok sayıda büyük kentler kurdular. Yine çok önemli sayılabilecek sanat eserlerinin başında ise dikilitaşlar vardır. Yöneticiler ve askeri zaferler hakkında bilgilerin yer aldığı bu taşlar, uygarlığın yontuculukta başarılı olduklarını gösterir

Bahsedilen döneme dikkat edersek Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde karanlık bir çağ yaşanmaktaydı: Orta Çağ… Müstakil bir toprak olan Amerika kıtasındaki bu uygarlığa baktığımızda ise aksine altın çağ yaşanmaktaydı. Bu dönemde Maya Uygarlığı, bilimde önemli adımlar attı. Özellikle herkesin duyduğu ‘’Maya Takvimi’’ bu dönemde hazırlandı. Buradan yola çıkaran astronominin ne kadar geliştiği görülebilir.

Mayaların beslenmesi konusunda söylenecek ilk şey temel besin maddeleri mısır ve kakaoydu. Mısırdan çeşitli hamurlu yiyecekler yapılırken kakao biraz daha farklı kesimlerce farklı şekillerde tüketilirdi. Mesela zenginler kakaoya süt katıp içerken fakirler su katarak çikolata haline getirip içiyorlardı. İlginç olan bir diğer bilgi ise Mayaların suyu sade içmek yerine mısırdan arta kalanları katarak içiyor olmalarıdır.

Her uygarlıkta olduğu gibi burada da sınıfsal ayrılıklar her alanda kendini göstermiştir. Zengin ve aristokratlar yani soylular kale ve saraylarda yaşarken, halk iki odalı ahşap evlerde yaşardı. Halk çiftçi olduğu için buna uygun giyinirken zengin ve aristokratlar çok şatafatlı kıyafetler giyerdi. Belki de en ilginci dövme ve vücudu süsleme amacıyla vücutta yaralar açmak gibi sanatların geliştiği bu uygarlıkta bu işlemler de sınıfsal farklılıklara tabi tutulmuş olmasıdır. Herkes dövme yapamaz veya vücudunda dekoratif amaçlı yaralar açamazdı.

Varlıklarını sürdürdükleri dönem itibariyle diğer devlet ve uygarlıklardan farklı olarak kadınlar ikinci planda tutulmamış ve sosyal farklılıklardan dışarıda tutulmuştur. Toplum içerisinde kadının birçok aktif görevi bulunurdu. Yönetici dahi olabilmişlerdir. Katılmaları yasak olan tek bir tören vardı: İnsan kurban etme törenleri.

Fiziksel açıdan Asyalıları andıran bir görünüme sahiplerdir. Kısa boylu, geniş omuzlu, siyah ve düz saçlı, badem gözlü bir tiptelerdir.

Sosyal örgütlenmeleri diğer birçok uygarlığa benzemektedir. Sınıfsal farklılıklar net çizgilerle belliydi. Yöneticiler en üstte, köleler ise en altta yer alırdı. Din adamları, yöneticiler üzerinde çok etkiliydi. Teokratik bir yönetim anlatışı varsa da din adamları asla yönetici olamazdı. Orta Çağ’da Avrupa’da gördüğümüz sistemiz bir benzeri burada da vardır. Avrupa’da da papanın en güçlü olduğu dönemlerde bile yönetime direkt olarak geçmemiş fakat gölge yönetici olarak her zaman yönlendirme yapabilmiştir. Burada da aynı sistemi görmek mümkündür. Çok tanrılı inanca sahip olan Mayalarda da yöneticilik vasfı tanrılardan verilmiştir ve kutsaldır. Bu bağın da koruyucusu din adamlarıdır. Din adamları da kendi aralarında bir hiyerarşi içerisinde bulunurdu. Diğer yandan aristokratlar, komutanlar ve tüccarlar yani burjuvazi de önemli sınıflar arasında yer alırdı.

Yönetim sistemleri monarşi yani kral yönetimi kabul edilse de klasik dönem sonrasında konfederasyon sistemi ağır basmıştır.

Ticareti, çarşılar üzerinden gelişmiş olan bu uygarlıkta para yoktu. Genelde takas yöntemi kullanılır veya para yerine kakao verilirdi. Mesela bir tavşan 10 kakao ederdi.

Mayaların din olgusu biraz karmaşıktır. Sabit bir özellik ya da öğretiye bağlı değildir. Maya dininin üç temel özelliği:

1-      Politeist (Çoktanrıcı)

2-      Natüralist (Doğadaki olayları ilahlaştırma)

3-      Düalist (Zıt olan iki kavramın da gerçek ve doğru sayılabileceği)

Mayalarda sembolizm çok önemlidir. Sembolizmi, eserlerinde görmek her zaman mümkündür. Çeşitli törenler, bu uygarlığın temelinde vardır. Kendini kurban etme, hayvan kurban etme, insan kurban etme (sonradan gelen bir törendir.) gibi danslı, şarkılı, oyunlu ve dualı daha birçok tören şekline sahiplerdir.

Son olarak Mayalarla ilgili bazı iddiaların olduğunu da belirtmek isterim. Tekerlek gibi bir alete sahip olmadan kurdukları şehirler, inşa ettikleri yapılar, astronomideki ilerleyişleri, matematikteki hesaplamaları ve daha birçok alandaki başarılarının altında ezoterik sebeplerin olduğu iddia edilir. Bazı ufologlara göre uzaylılarla temas halinde olan bir uygarlıktı. Bu iddia da bazı kesimlerce şöyle desteklenir: Şu an yaşadığımız globalleşen dünyada bile her ülke veya bölge eşit gelişmişliğe ve teknolojiye sahip değildir. Mayaların hüküm sürdüğü zamanlarda da durum bu şekildeydi. Yaşadığımız kıtada teknoloji ve bilim henüz çok gelişmemişken Amerika kıtasındaki bu uygarlık çok üst düzeydeydi. Şu an bile tahmin edilemeyecek seviyelere erişmişti.

Elbette aslı olmayan ve kanıtlanamayan iddiaların ötesinde bir durum söz konusu değildir. Bazı konularda yetersiz bilgi ve bulgulara sahip olmanın getirdiği boşluklardır. Umuyoruz ki birgün tüm bu boşluklar yerini saptanmış ve kanıtlanmış bilgilere bırakır. Bölgeyi işgal eden İspanyolların buraları yakıp yıkması, yerli halkı katletmesi ve eserleri yok etmesi bu durumu zorlaştırmış olsa da bir umut…

Maya Uygarlığı’nın yapıları ve şehirlerine ait bir resim galerisi oluşturdum. Aşağıdaki görsellere bakabilirsiniz.

Uxmal

Palenque

Altun Ha

Palenque Tapınağı

Comalcalco

El Castillo

Chichen Itza (Komutanların Tapınağı)

Mayapan Şehrinin Panoraması

Hasan Yeşilmen
1993 Mardin doğumluyum. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi Bölümünü okudum. Üniversite hayatımı oldukça aktif bir şekilde geçirdim. Çeşitli etkinliklere katılıp öncü olmanın yanı sıra birçok da etkinlik düzenledim. Okul hayatımın sona ermesiyle birlikte iş hayatına atılmış oldum. Özel sektöre Satış ve Pazarlama Departmanı'nda çalıştım. Birgün kendi kitabımı yazmak hayaliyle her zaman okumayı, araştırmayı ve yazmayı kendime ödev bilmekle beraber hobi olarak da yapmaya devam etmekteyim.