Psikofizyoloji Biliminin Kurucusu Olarak el-Kindî

Metne geçmeden önce bilmiyor olabileceğiniz kelime ve kavramlara kısaca değinmek istiyorum.

* Psikofizyoloji: beynin psikolojik süreçlerinin fizyolojik temelini inceleyen bir psikoloji dalıdır. Kısaca, davranışı ve arkasında yatan süreçleri analiz eder.
* Âmil: bir işi yapan, bir olayın meydana gelmesine sebep olan.
* Posoloji: İlaç miktar bilgisi.
* Sansasyon: Herhangi bir duyu organı aracılığıyla alınan uyartıyı hissetme.

Tıp bilim tarihinde çağ açmış olan âlimlerden biride el Kindî’dir. Kendisi psikofizyolojinin kurucusudur. Öyleki büyük latin bilim adamı C.Cardano, Kindî’yi dünya bilim tarihinin en önemli bilim insanlarından biri olarak görür.

Psikofizyoloji genel olarak maddi âmillerin, yani fiziki etkenlerin, insanın ruh, hissiyât ve iç duygularında oluşturduğu etkiyi ölçme bilimi olarak tarif edilir. Bu tarif daha çok modern fizyolojistlerin ilkleri kabul edilen Weber ve Fechner’in tariflerine uygundur. Ancak el- Kindî,bu bilimi tıb biliminin bir dalı olarak kurar ve hastalığın şiddet ve tabiatıyla, ilaçların dozajları arasında bir ilgi kurabileceğini, bu ilaçların bünyede oluşturacakları etkinin ölçülebileceğini düşünür. Böylece basit posoloji yerine bilimsel psikofizyolojiyi oturtmak ister.Ara görsel

Kindî ” Risâle fî Ma’rifet’i- Kuvveti’l- Adviyye’il- Murekkebe” adlı eserinde, ilaçların hastalığın şiddetine göre tayin edilebileceğini böylece bunlar hastaya verildiğinde hiçbir yan tesir meydana getirmeden, hastanının iyileştirilebileceğini söyler. İlaçların vücut üzerindeki etkilerini ölçmek isteyen ilk bilim insanı Kindî bunun kanunlarını tesbit eder. Kindî’nin tesbit ettiği kanunlar daha sonra Weber ve Fechner tarafından tekrarlanmıştır. Ancak Fechner bu kanunları daha çok matematiksel bir ifade ile dile getirmiştir.

el- Kindî’nin ortaya koyduğu kanunlar:

1) Her ilaç vücutta doktor tarafından da hissedilebilen bir sansasyon oluşturur ve bu sansasyonlarda değişmeyen, hissedilebilen minimum bir sansasyon eşiği vardır.

2) Sansasyonlar, onlara âmil olan fizîki etkenlerden daha az büyür; yani fizîki etkenlerle onların âmil oldukları sansasyonlar arasındaki artış matematiksel değil geometriktir.