“Mutluluğun Kökü”

Mutluluk, insan hayatının temel bir unsurudur. Günlük ihtiyaçlarımızdan olan yemek ve su kadar eşit derecede gereklidir. Mutluluğu düşündüğümüzde aklımıza gülen yüzler gelir.

Bu mutluluk mu?

Bir yerde evet, bir yerde ise hayır.

Mutluluk kabul demektir , Mutluluk tatmin demektir, Mutluluk hayatla pürüzsüzlük demektir ,

Biz insanlar, mutluluğun tüm bu temellerini bildiğimizde, neden hala mutlu değiliz?

İnsanlar, eylemlerinin sorumluluğunu almayı asla öğrenmedikleri için mutlu değildir. Başarı mı, Başarısızlık mı, Mutluluk mu , Üzüntü mü , Hayatlarında meydana gelen her olaydan kendilerinin sorumlu olduğunu asla bilmezler.

İnsanlar hayatlarında olan her şeyin ve her şeyin yalnızca Tanrı’nın lütfuyla gerçekleşeceğini, bunda hiçbir şey yapamayacaklarını düşünme eğilimindedir.

Bu doğru değil, Tanrı asla hiçbir şey yapmayacak, siz yapana kadar, Mutlu olmak ve tatmin olmak sizin sorumluluğunuzdur, ne anne babanızın, kardeşlerinizin ne de Tanrı’nın sorumluluğu değildir. Sadece sizin sorumluluğuzdur.

İnsanlar yaşamları boyunca acı çekerler ve her zaman umar, bir gün kendiliğinden sona erer, ancak bunun için çalışamazlar. Bunu bir Tanrı’nın kararı olarak kabul ederler, ancak Tanrı’nın yaşamınıza müdahale etmediğini asla bilmezler . Mutlu değilseniz, bu sizin hatanızdır, hiçbir koşulda, anne babanız ve hatta Tanrı’nın bile.

Nasıl mutlu olabilirsin, sadece düşünmelisin ve düşünemiyorsan asla mutlu olamazsın.

  • Pek çok insan, yoksulluğun Tanrı’nın kararı olduğunu düşündükleri ve hiçbir şey yapamayacaklarını düşündükleri için yoksul doğar ve fakir ölür. Hayatlarının sorumluluğunu asla alamazlar, hayatlarını iyileştirmek için asla çok çalışmazlar, sadece hayatlarını değiştirilemeyecek sert bir gerçek olarak geçirirler.
  • Genellikle iki kişinin birbirini çok sevdiğini gördük ama yine de bu kişiler evlenemediler. Neden ? Çünkü hayalleri ve mutlulukları için savaşmaya cesaret edemediler. Ne olursa olsun, Tanrı’nın lütfuyla gerçekleşeceğini düşünüyorlar ve bunu değiştiremezler. Mutluluklarının sorumluluğunu asla üstlenemezler ve bunu bir Tanrı’nın kararı olarak kabul edemezler. Hayatları boyunca asla birlikte olmaya ve mutsuz kalmaya çalışmazlar ve o gün biraz cesaret göstermiş olmayı dilerler.

Kaynak