Tam adıyla Pablo Emilio Escobar Gaviria, ünü kıta sınırlarını aşmış Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı. Yaşadığı dönemde insanların fazlaca korktuğu bir o kadarda seveni olan, ölümünden yıllar sonra bile hatırlanan baron. Kolombiya’nın Rionegra kentinde 1 Aralık 1949 tarihinde doğmuştur. Babası çiftçi annesi ise ilkokul öğretmeni olan Escobar 7 kardeştir.
Çocukluğunda yaşadığı maddi imkansızlıklar ve sefaletle geçen yıllar yerini, genç yaştan itibaren bulaştığı suçlarla kazanacağı paralı yıllara bırakır. Etkin olduğu yıllar daha çok 1967 ve ölüm yılı olan 1993’tür. 1976’da Maria Victoria Henao ile evlenmiş, Manuela Escobar, Juan Pablo Escobar adında iki çocuğu olmuştur. Escobar’ın en ünlü olayı ise firar ettikleri dönemlerde kızı Maria’yı ısıtmak ve yemek yapmak için yaktığı yaktığı milyon dolarlardır.
Pablo Escobar ve Yaptıkları
Başlarda ufak işlerle kaçakçılığa giren Escobar yıllar içerisinde işlerini büyüterek Kolombiya’nın büyük kentlerinden olan Medellin’in zengin insanlarını fidye kaçakçılığı için kaçırmaya başlamıştır. İlerleyen yıllarda uyuşturucu baronu olacak bu adam para kazanmak için her yolun mübah olduğunu savunarak insanların canını tehlikeye atacak işlere bulaşmaya başladı. 70’li yılların başında yaygın olan uyuşturucu ürünü esrarın yerini 70’li yılların ortasına doğru kokain alır. Bu Escobar’ın aradığı fırsat olacaktı. Çünkü kokanın yetiştiği tarlalar ülke komşusu Peru ve Bolivya’daydı.
Ancak tabiki burada ona rakip olan isimlerde vardı. Ünlü uyuşturucu baronu Fabio Restrepo’yu öldürerek onun operasyonlarını ve işlerini aldı. Böylece işleri büyüterek dünyanın bir daha görmediği şekilde bir kartel oluşturdu. Medellin’in en ünlü suç baronları ile ortaklık kurarak tanınırlığını artırdı. Uyuşturucu işine girdikten sonra haftada 420 bin dolar kazanan baronun yıllık kazancı 32 milyar dolara çıktı. Tabiki paralarını taşımakta güçlük çeken Escobar kendisine bir jet aldı ve bu jetle aynı zamanda kokaini de taşımaya başladı. Öyle ki jetin tekerleklerinde dahi uyuşturucu taşımaya başlaması ile kazancı günde 500.000 daha artmıştı.
1980’li yıllara gelindiğinde üretilen kokain yüksek fiyatlarda ABD’ye satılmaya başlandı. Günde 15 ton kokaini satan Escobar kötü unvanının yerini alacak iyi sıfatlar da bulmalıydı. Geldiği yeri ve çevresi hiç bir zaman unutmayan baron, yardım vakıfları kurmuş, okullar, parklar inşa ederek halkın sevgisini kazanmayı başarmıştır. Ve halk bir süre sonra kendisinden ‘Robin Hood’ diye söz etmeye başlamıştır. diğer lakapları ise Don Pablo ve El Patron’du. Halk onun ne işle uğraştığını bilmeden ondan gelen yardımlardan memnun oluyordu. İlerleyen yıllarda işlediği suçlar ve cinayetler ortaya çıktığında ülkenin adını lekeleyen biri olarak anılacaktı.
Sürekli yanında olan kardeşi Roberto Escobar aynı zamanda onun işlerini kontrol eden başmuhasebecisiydi. Roberto’nun anlattığını göre sadece paralarını bir arada tutmak için bile ayda 2500 $’lık paket lastiği satın alınıyordu. Bu kadar çok parayı saklamak ise büyük bir marifetti. Escobar, bunun için yanında çalıştırdığı insanları kullanıyordu. Çalışanlar paraları oldukça eski virane yerlere gömüyorlardı ya da dağlarda mağaralara saklıyorlardı. Ancak buralarda farelerin yediği paraların bir kısmı yok oluyordu. O kadar çok parası olmasından dolayı bu durum Escobar’ın hiç umurunda değildi, o kaderindeki kötü sonu bilmeden yaşamına devam ediyordu.
Siyasi Hayata Başlaması
Escobar’ın arkadaşlarına “Kolombiya’nın başkanı olacağım.” dediği bilinir ve bunun için büyük paralar harcayarak 1982 yılında milletvekili seçilmeyi başarmıştı. Ancak kirli işlerinin ortaya çıkması nedeniyle, Kolombiya kabinesinde dönemin Adalet Bakanının etkisi ile istifa etmek zorunda kaldı.
1991 yılında hakkında çıkartılan tutuklama kararı sonrasında Escobar teslim olmaya karar verdi. Teslim olmazsa ABD’ye gönderilecek olan baron bunu istemediği için hükümetle anlaşma yaparak ABD’ye gönderilmeyeceğine dair söz aldı ve bir şart öne sürdü. Kendi hapishanesini kurmak. 5 yıldızlı otel konforunda bir hapishane inşa eden baronun keyfi uzun sürmedi ve standart bir hapishaneye yerleştirilmesine karar verildi. Burada kalamayacağını düşünmesinden dolayı kısa süre de firar etti.
Tutuklama Kararı Olmasına Rağmen, Beyaz Saray Önünde Escobar ve Oğlu Juan Pablo.
Firarından sonra aylarca süren kovalamaca da ailesini korumaya çalışan Escobar çok para harcasa da bu durum kendisini ve Medellin Kartel ortaklığını oldukça yıprattı. Ortaklarının birer birer öldürülmesi ile Medellin Karteli çöktü. İyice köşeye sıkışan baron aynı zamanda rakipleri tarafından da kovalanıyordu. Los Pepes adlı çete tarafından da kovalanıyordu. Bu çete üyeleri Escobar’ın öldürdüğü insanların yakınlarından oluşuyor ve rakibi olan Cali Karteli tarafından destekleniyorlardı. Kovalandığı zamanlar polislerin başına ödül koyan Escobar, kendi olmasa da kiraladığı insanlar eliyle de yüzlerce polisin ve sivilin katili olmuştur.
Pablo Escobar, 3 Aralık 1993 günü girdiği bir çatışmada askerler tarafından öldürüldü. Askerlerin çatıda yakalayıp öldürdüğü Escobar’ın cesediyle çekildikleri fotoğraflarda oldukça mutlu oldukları görülüyor. Birçok insan ise onun sadece yaralandığını ve sağ ele geçirilmemek için kulağına kurşun sıkarak intihar ettiğini iddia ediyor.
Nefret edildiği kadar yoksullara yaptığı yardımlar nedeni ile sevilen Escobar’ın cenazesine 25.000 kişi katılmış ve bir devlet büyüğü gibi onurlandırılmıştır. New York Times gazetesi ise bu durumu şu şekilde değerlendirmiştir; insanların gelecekte onun mezarını bir azizmiş gibi ziyaret edeceklerini ve saygı göstereceklerini kaleme almıştır.
Günümüzde Escobar
Ününü bugünde sürdüren baron hakkında çekilen film, dizi ve biyografi oldukça fazladır. Aynı zamanda eşi, oğlu ve sevgilisi onun hakkında kitaplar yazmışlardır. Sevgilisi Virginia Vallejo’nun kitabından uyarlanan “Pablo Escobar’ı Sevmek” adlı film 2017 yılında vizyona girmişti. En büyük ünü ise Netflix’in Narcos dizisi ile kazanmıştır.
Kardeşi Roberto Antioquia’da Escobar’ın yaşadığı evi müzeye çevirmiştir. Buraya gelen ziyaretçiler Narco-Tur adı altında katıldıkları bu gezide evi ziyaret ederek baronun çeşitli eşyalarını, araçlarını ve fotoğraf sergisini görebiliyorlardı. Ancak Kolombiya hükümetinin yeni aldığı karar ile ‘Ülke isminin ve kentin uyuşturucu ile anılmasının uygun olmadığı’ gerekçesi ile müze kapatılmıştır. Ayrıca Escobar’ın kentte halk için yaptırdığı bir park ölümünden sonra tematik parka dönüştürülmüştür. Hacienda Napoles Tematik Parkı adıyla bilinen alanın girişinde bulunan “Hacienda Napoles” kapısını kaldırma çalışmaları hükümet tarafından başlatıldı.