Korkuyu İncelerken Göz Ardı Ettiğimiz 3 Gerçek

Korku, hayatın bir noktasında hepimizi etkileyen bir şeydir ve çoğu kişi için büyük bir rol oynamaya devam etmektedir. Her gün karşılaştığımız şeylerden ve fikirlerden insanlara kadar birçok farklı şeyden korkuyoruz. Buna izin verirseniz, korku sadece zihinsel olarak değil fiziksel olarak da hayatınızı ele geçirebilir. Ancak pek çok insan, korkunun kişisel gelişimle ilgili taşıdığı önemin farkında değilmiş gibi, belirli şeylerden ve insanlardan korkarak yaşamayı seçer.

İşte korkuyu ele alırken genellikle gözden kaçırdığımız üç şey.

Korkunun kalıcı olması gerekmez

Sanki korktuğumuz şeyler ve / veya insanlar, “gözden uzak, akıl dışı” kaldıkları sürece tamam olan küçük şeylermiş gibi görünebilir, ancak korkularımızın devam etmesine izin vermeyi alışkanlık haline getirmemeliyiz hayatımızda kalıcı ikamet. Korkuların her zaman var olacağı düşüncesine yerleşme, kendi kendini yenmektir.

Bir şeylerden korkmak zorunda olmadığınızı anlayın çünkü. Bu korku, sadece tahliyeye hazır olduğunuza karar vermemiş olduğunuz için kalıcı bir ikametgah olarak kalıyor. Korkunun güzel yanı, siz izin vermedikçe kalıcı olmak zorunda olmamasıdır.

Korku genellikle bir hastalık olarak işe yarar

Vücudunuzdaki hastalıklar gibi, korku da kişisel gelişiminizi engelleme ve sizi en iyi benliğiniz olmaktan alıkoyma potansiyeline sahiptir. Vücudunuzu ele geçiren bir hastalığı görmezden gelmezsiniz ve yaşamdaki ilerlemenizi engelleyen korkuları görmezden gelmekten kaçınmak önemlidir. Her ikisinin de kontrolden çıkma potansiyeli var ve bizi birçok yönden sınırlıyor.

Korkuyla baş etmenin en iyi yolu, tedaviye veya değişiklik aramaya başlamak için bile bir hastalık teşhisi koymamız gerektiğinden, önce korkunun var olduğunu kabul etmektir. Sahip olabileceğiniz korkuları ele almak, onları yenmenin tek yoludur.

Korku, genellikle ilgisizlik olarak gizlenir

Her zaman uğraşmak istemediğimizi iddia ettiğimiz şeylerden bazıları gerçekten korktuğumuz şeylerdir. Bizi rahatsız eden herhangi bir şeyi reddetmek, basit bir ilgisizlikle gerekçelendirmek kolaydır. Gerçek şu ki, çoğu kez ilgisizlik genellikle yeterince iyi olmama, alay edilme veya incinmekten korkma düşüncelerinden kaynaklanır. Bu tür duygular nedeniyle herhangi bir şeyden kaçınırsanız, o şeyden korktuğunuz için hareket ediyorsunuz demektir.